Ateş Define İşareti
Ocak işareti genellikle bir aile yapılanmasının işaretidir. Ancak bununla beraber evlerde kullanılan fırın, ocaklık gibi iç mekânların bulundukları alanlar önem arz eder. Ateş ‘od’ demektir. Oda kelimesi bundan türemiştir. Ateş simgesinin olduğu yerde şayet tek bir oda ya da birkaç odadan müteşekkil yerde bir ana oda varsa; işte burası ateşin yandığı, ısınılan ve kutsallığı olan Oda’dır ve asıl arama yapılacak mekândır.
Ateşin simgesinin bazen etrafında da arama yapılması görüşü vardır. Çünkü bu sembol etrafında oturan insanlarla özdeşleştirilir. Ateş olan sembolün çevresindeki her insan gibi bir veya birkaç gömü etrafa konmuş olabilir.
Başka bir görüşte ise; ateşin olduğu yer, bir büyük darphane benzeri eritme-pişirme ocağı olabilir. Ancak bunun olabilmesi için akıntısı güçlü bir dere-nehir-kuyu gibi yeterli su kaynağının da aynı bölgede bulunması gerekir. Ayrıca Ateş işaretinin bir darphaneyi simgeleyebilmesi için o bölgenin bir yerleşim alanı ve hatta bir kale gibi merkezi konumlu mekân olması önem taşır. Ayrıca bu tür yerlerin kendi dönemlerinde korumalı ve stratejik özelliği olan alanlar olduğunu da gözden uzak tutmamak gerekir.
Bir yönüyle Roma; diğer bir yönüyle Yunan Tanrıçası olan HESTİA ateş tanrıçasıdır. Zeus ve Hera`nın kız kardeşidir. Ocağı simgeler ve her evde her tapınakta onun bir sunağı vardır. Bu bakımda ocak evlerin ve dinsel merkezlerin kutsal bir köşesi sayılır. Bu sebeple definecilikte ele geçirilen her ateş sembolü mutlak para olarak değerlendirilmemelidir.
Yakın çağlar içinde yerleşim olarak kullanılan yerlerde ve özellikle Rum-Ermeni evlerinde ateş ve ocak yerleri define açısından önemlidir. Hatta aynı mantık Müslüman topluluklar için de geçerlidir. Ocaklarda tam ateşin yandığı yer önemli olduğu gibi, duman çıkan bacanın yukarıya doğru iç çeperleri de saklama yeri olarak sıkça kullanılmıştır.
Bilecik yakınlarında bu tür bir eski ev ortamında, ocakta ekmek pişiren kişinin tam oturduğu yerin altında, yani ocağın bir adım önünde böyle bir anlayışla yerleştirilmiş sarı altınlarla dolu küp çıkarıldığını burada ifade etmiş olalım.
Ocakla ilgili saklantı alanı gerçekten önemli olmakla beraber; saklama yerinin kişilerin tamamen kendi anlayış ve mantıkları doğrultusunda yapılmış olacağını da ilave edelim.
Kuyu Define İşareti
Definecileri tahrik eden ve en önemli arama noktalarından bir tanesidir. Bununla beraber kuyuların yapılış sebeplerini ve bunlardaki mantığı bilmeyen insanlar uzun çalışmalarına rağmen çoğu zaman sonuç alamadan bırakıp giderler.
Oysaki gerçek anlamda definecilik yapılacaksa kuyular define saklantıları için en önemli mekânlardan bir tanesidir. Biz zaman zaman herhangi bir sembol için define işareti değildir diyerek okuyucumuzu uyarmada hep fayda görmüşüzdür. Ancak bu sembol veya kuyunun bizzat kendisi bu düşüncenin tamamen dışındadır ve bulunduğunda üzerinde ciddi anlamda çalışma gerektiren unsurlardan bir tanesidir.
Kuyular yapı itibariyle birkaç kategoride değerlendirilmelidir.
A– Su Kuyuları: bu türden yapılan kuyular evlerde veya arazilerde olabilir. Bunların mutlak iç çeperlerine bakılmalıdır. Zira içi taş döşeli olan kuyuların suya yakın fakat temas etmeyen bir noktasında diğerlerinden farklı olan bir taşın aranması gerekecektir.
Saklantının arkasına gizlendiği taş bazen suyun kod farkının değişebilir olduğu durumlarda su içinde de olabilmektedir. Bunun tespiti ise arayıcının gayretine veya varsa çevredeki işaretin okunabilmesine bağlıdır.
B- Arazilerdeki Kuyular: bunlar su ihtiyacı sebebiyle yapılmış olabileceği gibi farklı düşünceler içinde olabilmektedirler. Şöyle ki: Arazilerde bulunan kuyular çoğu zaman ve ilk bakışta su kuyusu gibi görünse de içlerinde belli bir derinlikten sonra herhangi bir yöne uzantısı olan tünelleri ihtiva edebilmektedirler.
Bu şekilde olan kuyular genellikle antik dönemlere ait olmakla; çevrelerinde büyük bir ihtimalle bu olguyu resmeden işaret veya semboller bulunabilecektir. Bu sebeple arazilerde bulunan kuyuların yakın çevrelerinin işaret aranması bakımından çok titiz bir biçimde incelenmesinde sonsuz fayda vardır.
C- Gerek arazide ve gerekse ev ortamlarındaki bazı kuyular ise saklama amaçlı değil; sadece nirengi olarak belirlenirler. Bu durumda çevrede bir işaret varsa kuyu resminin (sembolün) hemen yanında bir ikinci işaret aranmalıdır. Çünkü saklanan malzeme kuyuya değil onun örnek olarak üç adım- beş adım gibi herhangi bir yönde ama dış çevresine saklanmıştır.
Biz, kuyuların sadece içlerinin değil, arama cihazlarının en çok lazım olduğu bir tablo olduğu için alan tarama veya dedektör türü araçlarla kuyu çevrelerinin çok hassas bir biçimde elden geçirilmesini faydalı buluyoruz.