İşaretler
Elinizdeki kitap sizlerinde takdir edeceğiniz gibi Türkiye’de bir ilk olması nedeniyle inanıyoruz ki büyük bir boşluğu dolduracaktır. Bununla beraber bu bölümde girdiğimiz işaretler konusunda bazı noktalara da dikkatinizi çekmek istiyoruz:
Birincisi; biz bu alanda her şeyi biliyoruz diye ortaya çıkmış değiliz. Zira semboller dünyası sadece bizim değil; bugüne kadar Dünya’da hiç
kimsenin kalkıp ta “Bu işi ben bilirim.” diyebileceği bir alan değildir. Bunun için biz sadece işin genel mantığı ve bununla beraber üzerinde ittifak oluşmuş bazı yaklaşımları ve bilebildiğimiz kadarıyla da çözümü mümkün olan işaretleri vererek okuyucumuza bir yol açmak niyetindeyiz.
İkincisi; bizim ifadelerimiz içinde dahi olsa bulunan herhangi bir sembolün doğruluğu-yanlışlığı ya da hangi anlamda, kimlerin yaptığı bir çalışma olduğu vb. konularda ciddi bir araştırma define için uğraşan okuyucumuzu kesin ve zahmetsiz bir ortamda tutacaktır. Bu ise para, zaman, emek ve ümitlerin kaybolmaması demektir.
Burada unutulmaması gereken şey; işaretlerin mantığında asla kesin kuralın olmadığının bilinmesidir. Ama hangi şekliyle olursa olsun her işaret yakın veya uzak anlamıyla bir şeyleri anlatmaktadır. Doğada hiçbir işaret durup dururken ve can sıkıntısından yapılmış şeyler değildir.
Oyma ya da kabartma şeklinde motive edilmiş herhangi bir çalışmanın içindeki en ufak bir oyuk nokta veya küçücük bir kabartma motifi dahi mutlak bir anlatımın ifadesidir. Motiflere kazandırılan bakışlar, duruşlar ve davranış biçimleri yine önemli bir ifadenin konuşturuluyor olması demektir. Gerek insan, gerek hayvan ve gerekse de bitki ve diğer eşyalar kazınıp kabartılırken; bunlara verilen uzunluk ve büyüklük ölçüleri de çevrede var olan bir takım yerleşimlerin, mezarların, tapınakların ya da definecinin aradığı manada ise; ilgili malzemelerin, uzaklık ve yönlerinin yüklendiği anlamları ifade ederler.
Her İşaretin Anlamı Farklıdır
Her işaretin her bölge için aynı anlamları taşımasının mümkün olamayacağını bu vesileyle ve öncelikle ifade etmiş olalım. Ayrıca her hangi bir motif ele alındığı zaman burada ortaya konulan yaklaşımların mutlakıyet ifade etmemesi gerektiğini de belirtmek istiyorum. Bir sembolü kullanan farklı kültürlerin O’na olan yaklaşımları ise başlı başına farklılık gösterir. Bütün bunlarla beraber bir de mezar oyma resimlerinin çizimdeki farklı şekilleri göz önüne alınacak olursa:
–“Bizim orada bir oyma ya da fincan resmi var. Bu ne anlama gelir?” gibi mantığı bulunmayan bir sorunun da sorulmaması gerekir.
Bununla beraber işaretlerin ve sembollerin çözümü aşaması adeta bir satranç oyunu gibidir. İşaretin koyucusu ile onu çözmeye çalışan kişi, kendi aralarında kıyasıya bir mücadele içindedirler. Azınlık kültürlerinin bir kısmında saklı emanetler için bir veya birkaç işaret birden bırakılmış olabilir. Hatta bu azınlıklardan olan önemli bir grubun işaretleme sisteminde üçten daha az işaret bırakılmadığı bilgilerimiz dâhilinde olan bir husustur. Hal böyle olunca arazide bulunan bir tek işaretle veya rast gele bir sembolle kalkıp define yeri aramak aklın ve mantığın işi değildir.
Bulunan her işaretin öncesi ya da sonrası olabilir. Ancak uzmanı olan kişi bulunan şeyin son işaret mi, yoksa öncekilerden birisimi olduğunu çözme bilgi ve becerisine sahip olabilir. Bunun için de sadece işaret ve sembollerin kendileri değil; işaretleme mantığı içerisinde çevredeki verilerin de önemli yeri olduğu için, arazinin çok sıkı bir gözlemden geçirilmesi gerekir. Çevrede bulunan çökmeler, tümsekler, arazideki bitki yapısı vs. gibi durumlar hedefe ulaşmada çok büyük öneme sahip olan faktörlerdir.
Konu ile ilgisi en üst düzeyde olan uzman dostlarımızın bilgi ve tecrübeleri doğrultusunda medeniyetlerin siyasî ve iktisadî yapıları göz önünde tutularak birkaç işaretin en doğru ya da doğruya en yakın olan açıklamalarını burada vereceğiz.
İşaretlerin Mesafe Tayinleri
İşaretlerle ilgili mesafe tayinleri yapılırken her uygarlığın veya azınlıkların kullandığı ölçüm sistemleri dikkatle ele alınacak, ölçüler buna göre verilecektir. Böyle olmakla beraber hesaplamalar sırasında küçük yanılgıların olabileceğini gözden uzak tutmamak ve buna göre daha bir dikkatle arazi gözlemleri yapmak gerekir.
Kazı işlemlerine başlamadan önce sağlıklı çalışan ve bilinçli kişilerin kullanacağı alan tarama ve dedektör sistemleriyle, nokta ve derinlik tespitlerinin de olabildiğince sağlıklı yapılmasında fayda vardır.
Zira geçen uzun zaman dilimleri içinde erozyon ve iklim şartları sebebiyle deprem ve sel faktörleriyle derinlikler azalmış veya çoğalmış olabilir. İşaretin muhtemel anlatımındaki derinlik bu nedenlerle tutmayabilir. Derinlik ölçümünde hassasiyeti olan bir cihazın bu nedenlerle büyük önemi vardır. Biz; işaretin derinlik ölçümünü de veriyor olması halinde ancak bunu söyleyebiliriz. Gerisi kullanıcıya ve cihaza kalmıştır.
Ancak bütün bunlara rağmen biz yine de yer tespit çalışmaları yapılırken bir arkeolog yardımının çok faydalı olacağı kanaatimizi burada ortaya koyuyoruz. Her ne kadar klasik bir define arayıcısı gözü ile olaya bakmasa da; sonuç itibariyle akademik bilgi ve arkeolojik birikim okuyucuyu yanlış ve boş çalışmadan koruyacaktır.