Harf ve Rakam
Her rakam ve her harf define işareti demek değildir. Bunun için biz karşılaştığımız her insana araştırma, sorma ve istişare tavsiyesinde bulunuyoruz. Defineciliğin bir kazı işi olamayacağını, öncelikle sormak, sorgulamak ve ihtimalleri güçlendirmek sanatı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Şayet Anadolu’da her rakam ve her yazı bir defineye işaret olsa idi Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün fertlerine hiç çalışmadan ve yattığı yerde Avrupa’daki bir insanın aylık kazancının birkaç katını günlük yevmiye diye ödeyebilirdi. Ama yok böyle bir şey.
Bunlarla beraber rakamlar çok önemlidir. Harflerin bir rakam değeri vardır ve bu metot arkeolojik alanda olsun, define gömülerinde olsun kullanılmış olabilir. Örneğin bir (X) işareti yemin (teyit etme) ya da mezar işareti olabileceği gibi Roma harf ve rakam değeri olarak “10” adımın veya rakamsal olarak sayılarla anlatılmak istenilen bir düşüncenin ifadesi olabilir.
Roma Rakamları ile Harf Karıştırılması
Yine aynı şekilde (L) harfi Roma rakamı olarak (50) yi ifade edebileceği gibi kare bir kutu içine alınarak, kabartma olarak işlendi ise bu kilit anlamı taşır ve bir “bitiş” ile bir yeniden “başlayışın ifadesidir. Bununla beraber sosyal statüsü yüksek olan bu insanla ilgili olarak mücevherat ve parayı kapsayan hazine işareti olarak da değerlendirilir. Burada dikkat edilecek unsur resmin bulunduğu yer ve nasıl bir konumda kullanılmış olduğudur. Biz “L” işaretini mezar stellerinde kişinin fizik gücü, Dünya değişimi, mezar armağanlarına ilişkin variyeti veya Dünya’da iken ekonomik üstünlüğünün bir simgesi olarak bunun mezar taşında dillendirilmesi anlamında (Resim:1) gördüğümüz gibi, geç Frigya dönemine ait bölgelerde kayanın kendisi “L” biçiminde kesilip işlenmiş halde de (mezar olarak) gördük. Aynı işareti Bizans medeniyetinin hayat bulduğu pek çok yörede kayalarda oyma olarak da görmek mümkündür.
İşaretlerin kendisi bazen bir olayı ifade ediyor olmakla beraber, o işaretin yapısı oradaki olayla ilgili bilgileri de verebilir. Mesela bir mezar ifadesi olan kayadaki oyuk, derinliğin bilgisini verdiği gibi, hangi yönde olduğunu kenarındaki bir çizgi veya nokta ile (Resim:2) veriyor olabilir. Oyuğun genişliği de o istikametteki mesafenin tayinine yardımcı olur. Böylece biz; sabit bir kayadaki küçük bir oyuktan hem mezarın derinliğini, hem o çukur işarete olan uzaklığını ve hem de hangi istikamette olduğunu öğrenmiş oluruz.
Bu arada önem arz eden hususlardan birisi de rakam ve harflerin gerçek anlamlarıyla okunabilmesidir. Yani biz hangi rakamın hangi döneme ait bir yazı olduğunu bilmezsek, onun ifade ettiği anlamı da çözemeyiz. Mesela; ellinin ilk rakamı çizgisel olarak aşağıdaki biçimlere doğru evrim geçirmiş, sonra M.Ö. I. Yüzyıl dolaylarında (L) harfine benzetilmiştir.
Görüldüğü gibi şekillerin her birisinin ifade ettiği rakamsal değer (50)’dir. Ama bu durumu bilmeyen bir defineci bu işaretlerin ilk ikisinden birini bir kayada görse onu ok işareti zannedecek ve o yönde hedef arayacaktır. Böyle bir çalışmanın sonucu ise her zaman boş olacaktır. Biz en sağdaki gerçek 50 sayısını ifade eden (L) (∟) motifini “Burada 90º dönüşlü bir tünel var” diyerek harfin boyutlarını ölçümleyen sözüm ona işaret uzmanlarını da gördüğümüz için konunun önemini burada anlatmaya çalışıyoruz.
Yine burada bizim tarihsel süreç içinde değişerek bu görüntüleri elde etmiştir diye verdiğimiz şekillerden bir tanesi yani: â ideogramı antik dönemin pek çok sürecinde kadın ve kadın cinsel organı anlamında kullanılmıştır. Bunun ok ucu olarak yukarıya bakan şekli ise erkek betimlemesi olarak arkeolojik kontekstlerde yerini almıştır.
Ele geçen bir takım işaretlerin de mutlak ve kesin anlamda; “karşılığı budur” denmemelidir. Araştırma yapılan bölgede veya definenin kimlere ait olduğu konusunda o emaneti bırakan veya orada yaşayan insanların kimler olduğunu da mümkün olduğu kadar bilmek gerekir.
Biz kitabımızda bazı işaret ve simgelerle ilgili olarak onların hangi anlamları ifade ettiklerine dair bilgiler veriyoruz. Ancak sayfalarımızı pek çok yerde çizilmiş, elden ele gezen işaretlerle dolu kâğıt parçalarının fotokopileri ile doldurmak istemedik. Zira bu işle uğraşan insanlara bunların zarar ve zaman kaybından başka getireceği hiçbir şeyin olmayacağını çok iyi biliyoruz. Çünkü çoğu uydurma ve kulaktan dolma asılsız şeylerdir. Bunları örnekleri ile açıklayacağız.
Ya Günümüz?
Günümüzde de sıkça rastladığımız gibi, eski dönemlerde de ölen kişinin sosyal statüsüne göre o insanın sağlığında iken yaptığı işleri, sahip olduğu mal varlığını, elindeki mesleğini, ölüm sebebini, taşıdığı unvan ve titrini vb. unsurları yazıyla değil de resimle anlatan mezar taşları biliyoruz. Bu, o devirlerin kendi zihniyet ve anlayışlarıyla, törelerinin gereği bir uygulamadır.
İşaretler hakkında şunu belirtmekte fayda vardır: Konulan her işaret; her yerde aynı anlama gelecek diye bir kural da yoktur. Gerçi, bazı işaret ve semboller asırlar boyunca aşağı yukarı aynı düşünceleri ifade etmiştir ama hiç kimsenin aynı anlamı çıkaramayacağı ya da hiç anlayamayacağı işaretler de vardır. Bu tür yalnız o figürü yapan kişinin kendisine özel bir şifre olan işaretlerin varlığını da kabul etmek zorundayız.
Ayrıca yaşadıkları devir ve coğrafi bölgenin farklı olmasından dolayı her kültürün aynı harf ve rakamları, aynı simgeleri kullandıkları da düşünülemez. Bir kayadan alınan buradaki işaret birçok insana farklı şeyler düşündürebilir. Ama resimdeki şifreyi sağlıklı okuyan kişi bir sığınağın yolunu bulmuştur. Burada bir define sinyali de alınmışsa; artık o kişiye düşen tek şey yasal yoldan izin alıp çalışmaktır.